Vali Şerif Yılmaz, Ticaret ve Sanayi Odası ve Ticaret Borsası tarafından 2017 – 2018 Eğitim Öğretim yılı dolayısıyla hazırlanan yardımların Okul Müdürlerine teslim edildiği törene katıldı.
Öğretmenevi Nurcihan Velicangil kültür Merkezinde düzenlenen törende bin 250 ayakkabı ve 800 mont yardımları ihtiyaç sahibi öğrencilere dağıtılmak üzere okul müdürlerine teslim edildi.
Törene Vali Şerif Yılmaz başta olmak üzere Vali Yardımcısı Hayri Sandıkçı, Milli Eğitim Müdürü Mahmut Bayram, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Keyik, Ticaret Borsası Başkanı Yılmaz Başar ve okul müdürleri katıldı.
Programda Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Keyik ve Vali Şerif Yılmaz konuşma yaptılar. Konuşmaların ardından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin katkılarıyla hazırlanan 70 bin TL değerindeki bot ve montlar Vali Yılmaz, Vali Yardımcısı Sandıkçı ve Oda Başkanları Keyik ve Başar tarafından okul müdürlerine teslim edildi.
Vali Yılmaz programda yaptığı konuşmada; “Bugün Ticaret ve Sanayi Odamızın, Ticaret Borsamızın eğitime destek çerçevesinde yapmış olduğu yardımları okul müdürü arkadaşlarımıza teslim edeceğiz. Okul müdürü arkadaşlarımızda malzemeleri ihtiyaç sahibi çocuklarımıza hissettirmeden ulaştırmış olacaklar.
Bu yıl ilköğretim haftası açılışında yaptığım konuşmalardan alınanlar oldu. Söylediğimiz şuydu ilimizdeki okullarda öğrencilere yapılacak olan yardımlarda sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek dedik. Çocuklar reklam malzemesi olarak kullanılmayacak, fotoğraf çektirilip kamuoyu ile paylaşılmayacak dedik. Bununla ilgili de Bucak Ticaret ve Sanayi Odasının yapmış olduğu yardımların dağıtım törenini örnek gösterdim.
Bucak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığının 30 bin TL değerindeki bin 100 adet kırtasiye setini benim de katıldığım törenle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne teslim ettik. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz okul müdürlerimize dağıtmak suretiyle, çocuklarımız okula gelmeden önce, sınıflarında olmaksızın yardımları kendi ailesinin aldığı şekliyle aldılar. Buna özen gösterelim istedik, bu duyarlılığı gösteren hem Burdur Ticaret ve Sanayi Odamıza, hem de Ticaret Borsamıza teşekkür ediyorum. Bugün burada yine başkanımızda söyledi, Ticaret Borsamız tarafından 35 bin TL değerinde mont yardımı, Burdur Ticaret ve Sanayi Odası tarafından ise 35 bin TL değerinde ayakkabı yardımı gerçekleştiriliyor. Bunları okul müdürü arkadaşlara teslim edeceğiz, ihtiyaç sahibi çocuklarımıza dağıtılacak. Bunun dışında da ilimiz merkez Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından da bin 250 öğrencimize 200 TL nakdi yardımda bulunacağız. Çocuklarımızın ihtiyaçlarını gidermek adına, bu yardımları yapacağız.
Bizim birinci önceliğimiz insana yapılan yatırımdır. Amacımız çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde iyi şartlarda yetişmesi için, eğitim ve öğretimine devam etmesi için gerek alt yapı gerek fiziki olarak okulların hazırlanmasıdır. Bunu da daha önce konuşmalarımda ifade ettim, bugün eğitim denilince akla gelen Türkiye’nin en iyi illerinden bir tanesiyiz. Özellikle son yıllarda eğitime yapılan yatırımlarla beraber bugün derslik başına düşen öğrenci sayısı ilimizde 20’nin altındadır. Bu merkezi hükümetimizin eğitime yaptığı yatırım, ilimize göstermiş olduğu ayrıcalıktır, hükümetimizin ilimize vermiş olduğu destektir.
Bugün Sayın Başbakanımızın verdiği talimat vardı, biliyorsunuz, üç yıl içinde tüm Türkiye’de ikili eğitim bitecek, tekli eğitim sistemine geçilecek, bu talimatı hayata geçiren ilk illerden bir tanesiyiz hamdolsun. Bunun İlimizde hayata geçirilmesi de bugüne kadar yapılan bu yatırımların sayesinedir ki bugün sadece iki okulumuzda birisi güçlendirme, birisi yıkılıp yapılmasından kaynaklanan ikili eğitim var. Onun dışındaki bütün okullarımızda öğrencilerimiz, sabah 8.30’dan sonra derse giriyor, akşam gün batmadan evlerine ulaşıyor, Çocuklarımızın zorlanmadan herhangi bir sıkıntıya düşmeden gün ışığında okula gidip geliyorlar.
Yine bildiğiniz gibi okulların kayıt aşamasında adrese dayalı nüfus kayıt sistemi çerçevesinde çocuklarımızı oturdukları yerlerdeki okullara gitmesine zorladık. Bunun hayata geçirilmesini sağladık ve o nedenle de bu sene farkındaysanız, şehirde bazı okullarda ki yoğunlaşma kalmadı, okul servisleri yoğunluğu azaldı. İlk günlerde öğle tatilleri ile ilgili bir kısıtlama yaptık, bunu da bilerek yaptık, bazı yoğun talep olan okullarda, öğle tatillerini 40 dakikaya düşürmüştük. Alt limiti kullandık ama normale döndükten sonra artık bütün okullarımızda öğle tatilleri normal süresine kavuşmuş oldu.
Bizim amacımız öğle aralarını kısaltırken amacımız çocuklarımızı zorlamak, çocuklarımızı kantine mecbur etmek de değildi. Amacımız, çocukların kendi mahallelerinde, yaşadıkları evlerine en yakın okulda okumalarıydı. O zaman bir şey söylemiştik, “en iyi okul, çocuklarımızın evine en yakın olan okuldur” demiştik. Onun hayata geçirilmesi için o zorlama tedbirleri uyguladık ve sonucunu da aldık diye düşünüyorum. Burada belli okullara yönelmek, benim diğer öğretmen arkadaşlarıma yapılan hakarettir diye düşünüyorum. Burdur’da eğer biz eğitimde bir marka kent olmuşsak, bu 268 okulumuzun tamamının çalışmasıdır, ilimizde görev yapan tüm öğretmen arkadaşlarımızın başarısıdır. İlimizde görev yapan tüm idareci arkadaşlarımızın başarısıdır. Bu başarıyı birilerine birkaç kişiye havale etmek, diğer insanlarımıza, yöneticilerimize ve özellikle altyapıyı sağlayan devletimize karşı bence en büyük ihanettir diye düşünüyorum. Çünkü bu konuyu istismar edenler oldu, belli yerlere polemik konusu edenler oldu. Ama uyguladığımız sistemle ilgili Sayın Cumhurbaşkanımız da katıldığı Üniversitelerin akademik yıl açılışında "En iyi okul aslında evladımızın evine en yakın okuldur’ diyerek katıldığı törende bu konuyu dile getirdi. Demek ki biz doğru yoldayız, devletimizin başı Cumhurbaşkanımızın da aynı istikamette talimatları Burdur’da uygulanıyor.
Biz eğitimin başarısı için gece gündüz demeden tüm arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Bugün eğitim altyapısı ile ilgili çalışmalar hala devam ediyor, eski olan okullarımızı yıktık, yenilerini yapıyoruz ama ne hikmetse Burdur’da anlamadığım bir şey var, bazılarının anıları yıkılıyor diye daha hala köhne okullara çocuklarımızı mahkum etmek isteyenler var, biz yıkılan okulun yerine apartman dikmeyeceğiz, biz yıkılan okulun yerine işyeri yapmayacağız, biz yıkılan okulun yerine daha çağdaş, modern, eğitim kalitesini yükseltecek, donanımlı, birinci sınıf, insana yakışır bir şekilde okul yapacağız. Bundan niye rahatsız olunuyor hala anlamış değilim, Burdur’da 3-5 kişinin anılarını yaşatmak için çocuklarımızı köhne okullarda maalesef okutmak zorunda kalmışız, birileri anıları yıkılmasın diye maalesef mahkemelere başvurdu. Bugün Kız Meslek Lisesi binası orada atıl şekilde duruyor, bunlar normal imarda konut alanı olur, bunu işyerine çevirirsiniz, buna 1.20 değil- 1.30-1.40 verirsiniz, o zaman beni eleştirirsiniz, birilerine rant sağlıyor dersiniz bunu anlarım ama ben yıktığım okulun yerine daha sağlıklı, modern, çağın gereklerine uygun donanıma sahip bir okul yapacağım zaman, bu niye eleştiriliyor hala anlamış değilim, biz Burdur’da eğitimin daha da gelişmesi için bu eğitim başarısının devam etmesi için, altyapısını da geliştirmemiz lazım, eş zamanlı olarak bunu sağlamamız lazım, eğer siz bunu sağlayamazsanız, siz bunu eşzamanlı götüremezseniz yarın geri gidersiniz, siz laboratuvar olmayan bir okulda, başarı elde edemezsiniz, dünün eğitim sistemiyle bugünü yönetmeye çalışırsanız başarılı olamazsınız, bunları çok iyi değerlendirmemiz lazım. Özellikle okul müdürü arkadaşlarımızın bu konuda vatandaşlarımızı bilgilendirmesi gerekiyor.
Vali Yılmaz, konuşmasının devamında okul müdürlerine uygulamaya yönelik bazı hususları paylaştı.
Bizim amacımız çocuklarımızın en iyi şartlarda eğitim görmesidir diyen Vali Yılmaz, biz okul idareleri, öğretmenlerimiz ve velilerimiz işbirliği yapmak zorundayız, bu işbirliğini sağladığımız süre içinde de ben başarının artarak daha da devam edeceğine yürekten inanıyorum. Çocuklarımızın eksikleri varsa, ailelerimizin maddi durumları yeterli olmayabilir, bunların tamamlanması yönünde de okul idarecilerimizin özellikle birebir ilgilenmelerini, çocuklarımızın tespiti ve bunu ilgili üst mercilere bildirmek suretiyle bu ihtiyaçların giderilmesini sağlamak zorundayız. İhtiyaçlar karşılanabilir ancak çocukların eğitiminde bir eksikliğimizin olmaması lazım, her türlü ihtiyaçlarını bizim karşılamamız gerekiyor.
Daha öncede gündeme geldi, okul müdür arkadaşlarımız burada olduğu için söylüyorum. Okul kantinlerinin sözleşme süreleri, okullar tatil oluncaya kadar olacak. Okullar tatil olduktan sonra kantincilerimizin okulda hiçbir iş ve işlemi kalmayacak. Sözleşmelerinizin tamamı, okullarımızın tatil olduğu gün itibariyle sona erecek. Bu nede demektir, yazın okullarda düğün yaptığımızda, okullarda düğün yapmak için vatandaşlarımızın müracaatlarında kantin işletmecileri buradan rant sağlamayacaklar, biz okul arazilerinin, bahçelerinin birilerine rant sağlamak için kullandırmayacağız.
Buradaki amacımız vatandaşlarımızın ihtiyaç ve talepleri dikkate alınmak suretiyle okullarımızı tatil olduğu dönemlerde, tatile girdiği dönemlerde okul bahçelerinin okul aile birliklerine bağışta bulunmak suretiyle kullandırabileceğiz. Burada okul aile birliklerinin okul bahçesini kiraya vermeleri gibi bir şey söz konusu değil. Burada vatandaşlarımız sadece bağış vermek suretiyle okul aile birliklerine katkıda bulunacaklar, onun dışında kişi veya kurum para almayacak. Okul idareleri kesinlikle paraya dokunmayacak, parayla ilgili hiçbir tasarrufta bulunmayacak, okul aile birliklerinin hesabına yatacak, dekontuyla beraber geldiğinde okulun bahçesini kullandırma imkânına kavuşturmuş olacaksınız. Oraya yerleşik birilerinin sabitlediği yemek düzeni olmayacak, masa düzeni, koltuk düzeni, çadır düzeni olmayacak, kim hangi düğünü nasıl yapmak istiyorsa o şekilde yapacak yani bu alanlar birileri tarafından parsellenmeyecek. Düğün programları yaparlarken, çünkü önümüzdeki yıl düğünlerle ilgili rezervasyonlar bugünden başladı.
Bunun dışında belediye tarafından alınmış olan Belediye Meclisi kararıyla ilgili, okul aile birliklerimize dava açmaları yönünde telkinde bulunduk, bazı okul aile birlikleri başkanlarımız bu davaları açtılar, bazıları ise gerek siyasi mülahazalarla, gerekse şahsı mülahazalarla iş yapanlar veya esnaflık yapan kişiler dava açmadılar. Okul aile birliği başkanlığı ilk önce okul aile birliğinin hak ve menfaatlerini korumak için yapılır, okul aile birliği başkanlığına gelip, talip oluyorsanız, ilk önce o okulun aile birliğininim hak ve menfaatlerini korumak zorundasınız, kendi şahsı ikbaliniz, şahsi menfaatiniz bunun önüne geçiyorsa o görevi bırakın, orası birilerinin kendi şahsi menfaatlerini koruyup kollamak, oradan bir rant sağlamak için oluşturulan bir makam değildir. Öğrencilerimizin ve okulumuzun ihtiyaçlarını giderecek, onlara destek olacak, onlara yardımcı olacak öğrencilerle okulun ilişkilerinin irtibatını sağlayacak bir müessesedir. Bu müesseseyi maalesef bu dava aşamasında gördüğüm için söylüyorum bazı okul aile birliği başkanlarımız birilerinden korkuyorsa bu görevi yapmasınlar, hukuk önünde yanlış bir işse, yanlışa hep beraber dur dememiz gerekiyor, bunu da açık söylüyorum bu şekilde çekinen, görevden kaçan, bulunduğu yerin konumu, hak ve hukukunu koruyamayacak olan arkadaşlarımız, o görevleri, hakkıyla yerine getirebilecek insanlarımıza devretsinler.
Bunun dışında okullarımızın özellikle düğünlerle ilgili diğer toplantılarla ilgili kullanılmasını okul açıkken yasaklamamızın esas sebeplerinden bir tanesi de uyuşturucu ile ilgili mücadeledir. Hepiniz birliyorsunuz Türkiye’de belli bir dönem ülkemiz üzerinden uyuşturucunun transit geçiş dönemi diye tabir edilen bir dönem yaşanıldı ama son zamanlarda gençliğimizi ve geleceğimizi esir almak adına bu uyuşturucuyla ilgili maalesef bizim kültürümüzde olmayan bu yapı, bizim içimizde olmaya başladı, bu kötü alışkanlığa çocuklarımız, gençlerimiz sürüklenmeye başladı. Özellikle okul çağındaki çocuklarımızda bu her yıl yaş itibariyle aşağıya doğru inmeye başladı. Okula giden, gitmeyen çocuklar da dahil olmak üzere, bu yaş her yıl aşağıya doğru inmeye başladı. Bu bağlamda yapılacak olan mücadelede, bunun üzerinde çok ama çok dikkatli durmak zorundayız, okulumuza giren çıkan kim var kim yok bunu bilmemiz lazım. Biliyorsunuz İş-Kur üzerinden güvenlik görevlisi alacağız, bunun müracaatları aldık, dün bitti, bütün okullarımızda değil ama bizim açımızdan biraz daha risk gördüğümüz yaş grubu itibariyle de hedef kitle olan okullara güvenlik görevlisi görevlendirmeleri yapacağız. Güvenlik görevlisi arkadaşlarımızda özellikle okula giriş ve çıkışlarda ve okul çevresinde normal o mahallenin çocukları olmayan, farklı ve yabancı kişiler varsa bunların o bölgeden uzaklaştırması ile ilgili gerek emniyet müdürlüğümüz tarafından yönlendirilen ekipler, gerekse bir yandan güvenlik görevlilerinin destek ve yardımlarıyla bunu sağlamak zorundalar.
Çocuklarımıza musallat olan bu belayı hep beraber def etmemiz lazım. Alışmadan, çocuklara bulaşmadan bunu önlememiz lazım, sizden de istirhamımız belli okullarımız var, belli okullarımızda kamera sistemleri var, bunları güncelleyip bir kısmını MOBESE’ye entegre ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Okul civarındaki yabancı kişilerin, çocuklarımızın yanına yaklaşan kişilerin kim olduğunu en kısa süre içinde yetkili mercilere bildirip, haklarında yasal işlem yapılmasını sağlamamız lazım. Bunların oradan uzaklaştırılması ile ilgili valilik kararımız var, o kararı Kabahatler Kanunu içinde işlem yapmak suretiyle uygulayabiliriz. Uygulamamız lazım, bunda müsamaha göstermeyeceğiz, kimsenin hatırına, gözünün yaşına bakmamamız lazım, bir çocuğumuzu dahi bundan dolayı rahatsız edilirse bunun vebaline hiçbirimiz katlanamayız.
Biraz öncede ifade etmiştim adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre okullara öğrencilerimizin gitmelerini isteme gerekçelerimizden bir tanesi de budur, çünkü çocuk kendi mahallesinde değilse, başka bir mahalle okuduğunda kimse tanımıyor, o çocuk kimin çocuğu bilmiyor, kiminle gelip gittiğini bilmiyor, yabancı bir bölgede, yabancı birisiyle ilişki kurduğu andan itibaren bunun önüne geçme şansımız yok, onun içinde bunu eksiksiz ve sıkı bir şekilde uygulayalım istedik.
Ben inşallah bu 2017-2018 eğitim öğretim yılının da başarılı bir şekilde geçmesini, yakaladığımız başarıların daha önce de söyledim, başarıyı yakalamak belki kolay, başarıyı muhafaza etmek ve bunu bir üste çıkarmak daha zordur, bu zorluğu bilerek, bütün arkadaşlarımızın yine aynı özverili çalışmalarının devamı suretiyle biz bunu yakalayacağımızı, devam ettireceğimizi ümit ediyorum. Tüm arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Dedi.